sanal kumar, bahis, şans, talih oyunları ceza davaları

Ancak, bahsin usulüne göre yürütülmesi beklenmedik olayla veya diğer tarafın fiiliyle engellenmişse ya da diğer taraf  bahse hile karıştırmışsa, isteyerek yapılan ödeme geri alınabilir.Borçlar Kanunu’nun 606.maddesine göre Düzenlenmesine kanun veya yetkili makamlarca izin verilmiş olmadıkça, piyango ve diğer pin up giriş oyunlarından doğan alacaklar hakkında dava açılamaz ve takip yapılamaz. İzin verilmemiş olan durumlarda, piyango ve diğer Paribahis güncel oyunları için de kumara ilişkin hükümler uygulanır. Yabancı ülkelerde kendi kurallarına uygun olarak düzenlenen piyango ve diğer şans oyunları, Türkiye’de yetkili makamlarca bunlara ait biletlerin satılmasına izin verilmiş olmadıkça, yasal korumadan yararlanamazlar.Bu düzenlemelerin istisnası ise yasal ortamda oynatılan milli piyango , spor toto , loto , iddia ve at yarışlarıdır. AYİM benzer bir kararında; yine askeri hizmetle hiç ilgisi olmayan bir emre aykırı davranmayı disiplin tecavüzü kabul eden disiplin amirinin takdir yetkisine müdahale etmemiştir. Hava Kuvvetleri Komutanlığınca gece yolculuğu yapılmaması yönündeki emirlere aykırı olarak gece yolculuğu yapması ve trafik kazasına karışması nedeniyle bir subaya gece araç kullanmaktan dolayı 15 gün göz hapsi cezası verilmiş, bu cezanın yok hükmünde sayılması için açılan davada AYİM eylemin disiplin tecavüzü sayılıp sayılmayacağı konusuna hiç değinmemiştir[829]. Kanaatimizce bu disiplin cezası da “sebep unsuru” yönünden yok hükmündedir. Ayrıca kararda eleştirilmesi gereken bir husus da, oda hapsi cezasının asıl olarak Sözleşmenin 5. Maddesinde düzenlenen kişi özgürlüğünün ihlali olduğu ve 5. Fıkrasında, yakalanan ve tevkif sebebi ile hürriyetinden mahrum bırakılan her şahsın hürriyeti tahdidin kanuna uygunluğu hakkında kısa bir zamanda karar vermesi ve keyfiyetin kanuna aykırı görüldüğü takdirde tahliyesini emretmesi için bir mahkemeye itiraz eylemek hakkını haiz olduğunun belirtmesine rağmen AYİM kararında 5. Fıkrası ile 1602 sayılı Kanunun 21/3 maddesi arasındadır.

  • Yani yetkisizlik olsa bile bu hukuka aykırılığın açık olduğunun söylemek güçtür.
  • Ancak konusu suç olan hiçbir emir yerine getirilemez, getirenler de sorumluluktan kurtulamaz.
  • Anayasaya eklenecek geçici bir maddenin halkoylamasına ihtiyaç duyulmadan yürürlüğe girebilmesinin yegane yolu, en az 400 milletvekilinin böyle bir kanun teklifine evet demesidir.
  • Fıkrasında; “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” diyerek, ceza hakiminin ceza takdir yetkisi için genel bir çerçeve belirlemektedir.

AİHS yürürlüğe girdikten sonra gelişen yeni durumlara göre kabul edilen ek protokoller ile hakların sınırları genişletilmeye çalışılmıştır. 18 Mayıs 1954’ de yürürlüğe giren 1 no’lu ek protokolde mülkiyet hakkı ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Maddesinde her gerçek ve tüzel kişinin maliki olduğu şeyleri barışçıl bir biçimde kullanma hakkına sahip olduğu, kamu yararı gerektirmedikçe ve uluslararası hukukun genel ilkeleri ile hukukun aradığı koşullara uymadıkça hiç kimsenin mülkiyetinden yoksun bırakılamayacağı belirtilmiş, 2. Fıkrasında mülkiyetin genel yarara uygun olarak kullanılmasının denetime alınması, vergiler ile diğer harç veya cezaların ödenmesini sağlamak için devletin gerekli gördüğü yasaları yürürlüğe koyma yetkisini ortadan kaldırmayacağı durumları düzenlenmiş, bu şekilde AİHS Düzenlenmeyen ekonomik ve sosyal haklardan olan mülkiyet hakkı da koruma altına alınmıştır. Devlet Memurları Kanunu uyarma ve kınama disiplin cezalarına karşı idari başvuruyu özel olarak düzenlemiştir. Maddesine göre “ disiplin amirleri tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı itiraz, varsa bir üst disiplin amirine yoksa disiplin kurullarına yapılabilir.” Kanunun 136 .

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun “Toplantı ve yürüyüşe silahlı katılanlar” başlıklı mevcut 33. Maddenin (b) bendinde1 sayılan silah veya araçları taşıyarak katılanlar, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. “Terörist” kavramının son zamanlarda sıklıkla kullanıldığı, bu konuda suçsuzluk/masumiyet karinesinin, “kanunilik” ilkesinin ve yargı kararlarının da dikkate alınmadığı görülmektedir. Terörist kimdir sorusunun cevabını Ceza Hukuku’nda aramak gerekir. Terörün, terörizmin ve teröristin hukuki tanımları hususunda; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na, 3713 sayılı Terörle Mücadale Kanunu’na ve 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun’a bakılmalıdır. Cumhurbaşkanının daha önce iki defa aday olup seçildiği ve Anayasa m.101/2’nin ikinci cümlesinde yer alan “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.” hükmü ve bu hükümde yer alan “en fazla iki defa” ibaresi sebebiyle yeniden, yani üçüncü kez seçilemeyeceğine dair bir görüş bulunmaktadır. Esasen Anayasa m.101/2’nin ikinci cümlesinde aday olabilme sayısı ile ilgili sınırlama bulunmayıp, en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilme yönünde kısıtlama getirildiği görülmektedir. Anayasa m.101/2’nin gerekçesinde; “Bu maddeyle, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ve görev süresinin 5 yıl olması ile bir kişinin iki defadan fazla Cumhurbaşkanı seçilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.” denilerek, Cumhurbaşkanının aday olabilme ve seçilmesi sayıları arasında fark gözetilmediği anlaşılmaktadır. Bu yazımızda; özel güvenlik görevlilerinin, bir terör saldırısı neticesinde yaralanması, engelli duruma düşmesi gibi durumlarda, gazilik unvanı alıp, bu unvandan kaynaklanan haklardan yararlanıp yararlanamayacakları konusu, Anayasa, ilgili mevzuat ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kanun teklifleri kapsamında değerlendirilecektir.

Maddi sebeplere bağlı olarak idari işlemin etkisi ortadan kalktığı tarihten itibaren dava konusuz kalır. Davacının emekli olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılması nedeniyle dava konusu edilen disiplin cezasının dayanak alınabileceği bir işlem kalmamış, hukuki etkisi ortadan kalkmıştır. Davacının statü dışına çıkması nedeniyle dava konusu kalmamıştır.” şeklindeki gerekçeyle konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, karar vermiştir. Kanaatimizce göz hapsi cezaları için de yukarıdaki değerlendirmeler geçerlidir. Her ne kadar AİHM Engel7Hollanda kararında 12 gün süreli göz hapsi cezasını kişi özgürlüğünün ihlali saymamış ise de daha uzun süreli göz hapsi cezalarını ihlal kabul edebilir. Çünkü AİHM’nin disiplin cezalarının kişi özgürlüğünü ihlal edip etmediğinin tespitinde kullandığı ölçütlerden biri de cezanın süresidir. AİHM kriterleri dikkate alındığında,  uzun süreli cezalarda göz hapsi de oda hapsi gibi yargı denetimine açık olacaktır. Kaldı ki göz hapsi cezası iç hukukumuzda hürriyeti bağlayıcı ceza olarak kabul edilmiştir. AİHS’de düzenlenen temel hak ve özgürlükler taraf ülkelerin göz önünde bulunduracağı asgari standartlardır. Ülkeler vatandaşlarına bu asgari standartlardan daha geniş hak ve özgürlük tanıyabilir.

Ceza yargılamasında, suçlunun cezalandırılması kadar, masum kişiler ile temel hak ve özgürlüklerin korunması da önemlidir. Bu nedenle; ceza yargılamasının her ne pahasına olursa olsun adalet sağlansın düşüncesi ile gerçekleşmemesi gerektiği, maddi hakikate ulaşırken, ancak hukuka uygun yol ve yöntemlerle elde edilmiş delillerle bunun ortaya koyulmasının zorunlu olduğu bir gerçektir. “Yasama dokunulmazlığı” başlıklı Anayasa m.83/2’de yer alan, “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14’üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır.” hükmüyle, yasama dokunulmazlığı kapsamı dışında kalan haller belirtilmiştir.Bu yazımızda; Anayasa m.83/2’de bulunan, yasama dokunulmazlığı kapsamı dışında kalan durumlarla ilgili tartışılması gerektiğini düşündüğümüz hususlara değinilecektir. İş yeri açma ve çalışma ruhsatına sahip işyerlerinin ruhsatları mahallin en büyük mülki idare amirinin bildirimi üzerine ruhsat vermeye yetkili idare tarafından beş iş günü içinde iptal edilir. Kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir. Trafik idari para cezasıyla birlikte aracın trafikten men edilmesine de karar verilmişse,  yetkili mahkeme, kararı veren polis amirliğinin bulunduğu yerdeki İdare Mahkemesi olacaktır.

Dersin amacı, suç unsuru bulunan adli nitelikteki olaylarda verileri değerlendirerek sonuçlarını, suçu aydınlatacak şekilde hukukun kullanacağı deliller haline getirmekle ilgilenen adli tıbbın temel kavramlarını öğretmektir. Bu kapsamda; adli tıp tarihi, ölüm bilgisi, ölü muayenesi, ölümle ilgili hekimlerin görevleri, şüpheli (patolojik ölümler), keşifte yapılacak işlemler, asfixi (havasızlıktan ölüm), yaralar ve çeşitleri, yaraların ayırt edilmesi ve bunların Türk Ceza Kanunu ile uygulamasındaki yansımaları başlıca konular olarak işlenmektedir. Bu derste öncelikle, uluslararası örgütler genel ve ortak nitelikleri itibariyle ele alınıp uluslararası örgütlere duyulan ihtiyaç ve kuruluş amaçları ortaya koyulduktan sonra, uluslararası hukukun süjesi olarak ayırıcı yönleri üzerinde durulacaktır. Bu genel çerçeve içinde, evrensel bir örgüt olarak BM’nin ve bölgesel bir örgüt olarak Avrupa Konseyi’nin uluslararası hukuka katkıları, kural koyma ve kuralların uygulanması anlamında, daha detaylı olarak ele alınacaktır. Bu çerçevede, UAD’nin ve İHAM’ın kararları ve etkileri incelenecektir. Dersin amacı, Türk Ticaret Kanunu’nun altıncı kitabını oluşturan sigorta hukukuna ilişkin temel bilgi ve kavramların öğretilmesidir. Dersin konusunu; ceza muhakemesi hukuku ve bu kapsamda bir suça ilişkin olarak yapılacak soruşturma ve kovuşturmada izlenecek usuller teşkil etmektedir. Bu bağlamda öncelikle ceza muhakemesinin tarihi ve ortaya çıkışı incelenmektedir. Dersin esas konusunu ise ceza muhakemesi süjeleri, bunların yetkileri ve birbirleriyle ilişkileri, ceza muhakemesi işlemleri, koruma tedbirleri, soruşturma ve kovuşturma evreleri ve kanun yolları teşkil etmektedir.

Maddesinde, Devlet me­murlarının kamu hizmetlerini aksatacak tarzda memurluktan ka­sıtlı olarak çekilmeleri veya görevlerine gelmemeleri veya görev­lerine gelmelerine rağmen, Devlet hizmetlerini ve işlerini yavaş­latma veya aksatma sonucunu doğuracak hareketlerde bulunmaları; 27. Daha önceki açıklamalarımızda da belirttiğimiz gibi TSK’da çalışan Devlet memurları, amirlerinin verdiği konusu açıkça suç oluşturmayan tüm emirleri yerine getirmek ve verilen görevleri yapmak zorundadırlar[213]. Bu yükümlülüklerini kasten yerine getirmemeleri halinde, bu suç oluşabilir[214]. Mad­desinde, Devlet memurlarından sürekli veya geçici görevle veya yetişme, inceleme ve araştırma için yabancı memleketlerde bulu­nanların Devlet, itibarını veya görev haysiyetini zedeleyici fiil ve davranışlarda bulunmaları yasak kapsamına alınmıştır. Bu yasağa aykırı borçlanmak disiplin suçu olarak düzenlenmiştir. Sözle saygısızlık etmek fiili aylıktan kesme ceza­sını gerektirmektedir.

6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu “Cumhurbaşkanı seçiminin sonuçlandırılması” başlıklı 20. Maddesine göre, “Cumhurbaşkanı seçiminin kesin sonuçları, Yüksek Seçim Kurulu tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Makamına bildirilir, kamuoyuna ilan edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Kanın dökülmediği, can ve mal güvenliğinin sağlandığı, eşit ve özgür bir ülkede yaşamayı istemeyecek insan yoktur. Aksi olursa, o bireye “normal insan” gözü ile bakılamaz. Türk Milleti’nin her bireyi; etnik ve dini temelli farklılığa dayanmayan Türkiye Cumhuriyeti’nin “can suyu” olduğunu bilir. Kaide; yirmi beş başlıkta toplanan hukukun evrensel ilke ve esaslarına inanmak, güvenmek, bunlara göre kanun çıkarmak ve uygulamaktır. Demokrasi, cumhuriyet ve adalet, toplumun tüm katmanlarının ve vatandaşların vazgeçilmezidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, günlerdir kamuoyunda adı “İç Güvenlik Paketi” olarak bilinen kanun tasarısına kilitlenmiş gözüküyor. 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak yerel seçim öncesi tüm siyasi partiler halka mesajlar vermeye çalışıyor. Hatta bu mesajlar, vekillerin birbirlerine sözlü ve fiili saldırılarına dönüşmüş ….

Katıksız hapis cezasını ancak yüzbaşı rütbesinde veya daha yukarı rütbelerdeki disiplin âmirleri verebilir. Yüzbaşının üç, binbaşının beş, yarbay ve albay yedi, tuğgeneral ve tümgeneralin ondört güne kadar yetkileri vardır. Cezayı en yukarı haddine kadar vermeğe sadece korgeneral, orgeneral, Mareşal rütbeliler ve Millî Savunma Bakanı yetkilidir. Anayasa’nın 72.maddesindeki düzenleme, diğer maddelere göre özel hüküm  mahiyetine sahiptir. Dolayısıyla, Işıklar’a göre bir hak ve hürriyete ilişkin düzenlemede özel sınırlama bulunmasa bile vatan hizmeti kapsamında askerlik yükümlülüğü, genel hükme göre öncelikle uygulama alanı bulacaktır.[491] Diğer taraftan haklarla ödevler arasında genellikle simetrik bir ilişki, yâni bir yerde hak sahibi varsa onun karşısında da bir ödevli olduğu da bilinen bir husustur. Hukuk düzenimize göre, her Türk erkeği, askerlik söz konusu olduğunda hem bizatihi kendisi hak ve borç sahibi, hem de devlet ve diğer bireyler karşısında yükümlü konumundadır. Daha açık bir ifadeyle, zorunlu askerlik gerek askerlik hizmetini talep ve yararlanma hakkından, gerekse kamu görevlisi sıfatıyla diğer hakların ödevlisi olmasından kaynaklanan üst üste ve birlikte bir yükümlülüktür. Biz, zorunlu askerliğin temel hak ve hürriyetlerle ilişkisini bu bağlamda askerlik hizmetinin öznesi ve diğer hak ve hürriyetlerin nesnesi olarak ele almaktayız. Maddenin ilk cümlesinde düzenlenen özel tekerrür halinin oluşması için disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin, cezaların sicilden silinmesi süresi içinde tekrar işlenmesi gerekmektedir.

Kamu kurumu, kamu idarelerinden ayrı bir biçimde örgütlenerek tüzel kişiliği olan, kişiselleştirilmiş kamu hizmet ve faaliyetidir. Bir kamu kurumundan bahsedebilmek için Devletten ayrı bir kamu tüzel kişiliğine sahip olmak koşulu aranır. “Cinsel ilişkide rıza” kavramı, toplumda ve hukukta son dönemde sıkça tartışılmaktadır. Özellikle rızanın ne olduğu, ne zaman ve nasıl gösterilmesi gerektiği sorularının, tartışmaların odağını oluşturduğu söylenebilir. Rıza kelime olarak “Razı olma, isteme, istek” anlamına gelmektedir. Sahipsiz hayvanlara yönelik şiddet vakaları ve mevzuata aykırı uygulamalar devam ediyor. Vicdanları sızlatan görüntüler, toplumu derinden yaralıyor. Oysa tüm eksikliklerine rağmen, yürürlükte olan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu hükümleri sahipsiz hayvanların korunmasını teminat altına alıyor. Hem insanların ve hem de sahipsiz hayvanların korunmasında sorun; hayvanların varlığından veya 5199 sayılı Kanundan değil, Kanunun uygulanmasında yaşanan eksikliklerden ve ihmallerden kaynaklanıyor. Bu yazımızda ise, güncel iki olay üzerinden olası kast bilinçli taksir değerlendirmesi yapılacaktır.